Filistin'de yaşayan Mustafa ve eşi Selwa birlikte çok mutlu olduklar bir evlilik sürdürürler. Bu evliliklerinin ebediyen sürmesini dilerken günün birinde Mustafa işteyken İsrail sınır politikasını bahane ederek köylerin ortasına büyük duvarlar çeker. Köyler arası geçiş yasağı olduğu için Mustafa 200 metre uzaktaki bir yerde kalır. Çocukları ve biricik karısı Selwa ise farklı köydedir. Genç adam bir şekilde onlarla iletişime geçiyor ve duvarın ortadan kalktığı ilk günde oraya döneceğini söylüyor. aralarındaki 200 metre olan mesafe asla iletişimlerine engel koymaz. Günün birinde genç adam en büyük oğlunun kaza sonucu yaralandığını öğrenir. Oldukça çok merak ettiği gibi ailesinin yanında olma ihtiyacı gelir. Bu yüzden duvara doğru koşup bir anda çocuklarının yanına geçmeye karar vermiştir. Sadece 200 metre onun hayatına mal olsa da buna değecektir.

Sara ve Jackson yıllardır tek çocuklarının ellerinden geldiğince büyümüş ve eğitimi için arklı bir ülkeye göndermişlerdir. Sürekli olarak onunla konuşarak özlediklerini dile getirirler. Ancak minik oğulları çoktan farklı bir kadına aşık olmuş ve ailesine sürpriz yaparak evlilik haberini onlara verir. Bir anda alınan bu hızlı karar sonrası aile şaşkına dönmüş haldeyken neler olduğunu anlayamazlar. Ancak kafalarında oldukça mutlu olduklarını bilirler. Küçük oğullarının gözlerinin önünde büyümesi onları çok etkilemiştir. Düğün için Amerika'nın küçük bir adasında yer ayarlayan aile uçağa binerek buraya gitmek isterler. Uçak havalandıktan kısa süre sonra ters giden bazı motor sorunları sebebiyle okyanusa doğru çakılır. Birçok kişi dalgaların arasında ölümle karşı karşıya kalmışken Sara ve eşi bu durumdan sağ çıkıp uçağın parçasıyla yaşama tutunmuştur.

Eşinin hamile olduğu haberini duyan genç adam çok sevinir. Evliliklerinin henüz birinci senesinin tamamlanmasına birkaç gün kala aldığı mutlu haber eteklerinde zil çalmasına sebep olur. Bunu kutlamak ayrıca yıl dönümünü geçirmek için mükemmel kış tatili planı yapmaya başlar. Yoğun araştırmaları sonucunda kayak takımlarını eline alıp eşiyle şehrin en büyük dağlarında ayırttığı yeni açılmış olan otele gider. Ancak bu otelde sanki hiç doğru olmayan göze batan bazı şeyler vardır. Bunları görmek isteyen adam ortamdaki huzuru kaçırmamak ve eşini tedirgin etmemek için asla dile getirmez. Günün birinde dışarı çıktıklarında karşılarına elleri silahlı bir grup çıkarak onlara ateş ederek kovalamaya başlar. Eşini, çocuğunu kurtarmak için elinden geleni yapacaktır.

Christine, ailesiyle beraber daha büyük eve taşınma kararı alırlar. Genç kız olma yolunda giden henüz on yaşında olan Christine kendisine ait odası olacağı için çok mutlu olur. Eve gittiğinde odasının bodrum katta inanılmaz büyük bir yerde olduğunu fark eder. Burada hem oyunlar oynayıp hem de hayalindeki dedektiflik bürosunu kurabileceğini düşünür. Ailesinden izin alarak bodrum katına dedektiflik için alan hazırlar. Daha sonra şehirdeki en büyük suçluları yakalamak için en yakın arkadaşı ve evcil hayvanıyla bürosunda gizemli kararlar alır. Zaman geçtikçe tüm şehir genç kızın yaptıklarını duyarak ona birçok övgü sunarlar. Ailesi ise böylesine tatlı kızları olduğu için çok şanslı olduklarını bir kere daha anlarlar. Christine ise her geçen gün yeni vakaları çözüme kavuşturarak kafasındaki en değerli mesleği başardığına inanır.

Cristi yaşadığı adada uyuşturucu mafyasıyla iş birliği içinde olan polis memurudur. Yaptığının ne kadar yanlış olduğunu bilsede aldığı maaşın yanında mafyanın ona verdiği rakamlar çok yüksektir. Burada bulunan yerel halkın kullandığı ıslık diliyle polisler arasında olanı herkese aktaran Cristi zamanla bu yaptığının günün birinde gün yüzüne çıkacağını fark eder. Ülkedeki sosyal yaşantıda uyuşturucu çok yaygınlaşmış olduğu için hükumet özel birimlerden destek alır. Yolsuzluk ve rüşvet ile ilgili polislerin başına dikilen özel ajanlar bu şehirleri uyuşturucudan temiz hale getirmek için elinden geleni yapacaklar. Ancak bu ıslık dili onların işlerini çok zorlaştırdığı gibi Cristi'yi de sürekli olarak aklamaya başlar. Can sıkıcı durumu ortadan kaldırmak için herkesin kendisine göre yeni planları, düşünceleri oluşarak uygulamak

Juan, küçüklüğünden beri Meksika'nın kuzeyinde boğa üretimi yapmaktadır. Ailesinden kalan birçok boğayı kendi çiftliğinde besleyip onların bakımlarıyla ilgilenir. Bu işleri yaparken yanında çok sevdiği eşiyle devam eder. Yıllardır beraber olan ikili bir an bile güvenlerinde sorun hissetmemişlerdir. Günün birinde Amerika'dan gelip onların çiftliğinin karşısına Phil adında yabancı bir adam at çiftliği kurmuş ve burada kendisinin eğitim verdiği yarış atlarının üretimine başlamak isteyecektir. İlk başta Juan ile sıkı arkadaşlıkları başlayıp devam ederken Juan karısının onunla çok ilgilendiğini fark ederek bu yapılanın yanlış olduğunu Amerikalının bir an önce bu toprakları terk etmesi gerektiğini düşünür. Her geçen gün eşiyle kavga ederek artık onun sadakatini kaybedip sürekli olarak aldatıldığını düşünmeye başladığından bahseder. Bu onun için çok kötü hisler yaratmıştır.