Bir askeri takımda görev alan genç kadın kendisi için hazırlanmış simülasyonda eğitim için hazırlıklar yapmaktadır. Ancak yaşanılan bazı teknik sorunlar onun bir anda hiç bilmediği fantastik dünyaya ışınlanmasına sebep olur. Karşısına çıkan devasa ejderhalar onu çok korkuttuğu gibi onlarla savaşmak zorunda da kalacaktır. Neler olduğu konusunda hiçbir fikri yokken buraya nasıl geldiği kafasında büyük soru işaretlerine sebebiyet verir. İlk gördüğü insanla konuştuğun da farklı evrende farklı dünyada olduğunu öğrenir. Genç kadın buradan çıkmak için bu dünyaya ışınlanmasına sebep olan portalı tekrar bulmak ister. Lakin kendisini buradaki savunmasız köyü canavarlardan kurtarmak zorunda gibi hisseder. Bir an önce elini çabuk tutup ona verilen büyülü kılıçlar yaratıkların karşısına çıkıp onları teker teker öldürüp lanetli mağaraya götürerek şehirden uzakta tutmaya başlar.

Michèl eşinden ayrıldıktan sonra yıllarca kendisine bir hayat çizgisi koyar. Çevresindeki insanlar farklı hayat yaşayan kadın çalıştığı şirkette başarıları ileri şekilde giderek burayı satın alır. Tüm dünya onun hayatını konuşurken o mutlu olmaya çalışır. Olgun yaşlarda olan kadın günün birinde evine girdiğinde bazı şeylerde farklılıklar hisseder. Neler olduğunu öğrenmek için gezerken üzerine yürüyen bir erkek görür. Neler olduğunu anlayamayan kadın oldukça kötü bir an geçirerek cinsel saldırıya uğrar. Tüm psikolojisi ve hayatını kaybeden kadın etrafında kimse olmadığı için zorlu günleri tek başına atlatmak zorunda kalır. Ona yardım etmesi için bazı doktorlar el uzatsa da bir türlü onları kabul edemez. Sakin hayatını bir köşeye bırakarak kendisine bunu yapanların acı çekmesini istediği için tüm servetini vermeye karar verir.

Tüm dünyanın sustuğu bazı siyasal olaylar yaşayan ülke insanların karşıt görüşlerine asla açık değildir. Halktan gelen muhalif düşünceler tamamen yasakken konuşanlar bazı hapishanelere gönderilerek susturulur. Genç bir kadın karnında bebeği olmasıyla beraber ülkesinin ona yaptıklarına asla susmayarak konuşmaya devam eder. Bunun üzerine evinden alınan hamile kadın ülkenin tüm siyasi tutsaklarının da içinde bulunduğu hapse gönderilir. Zor durumlar içerisinde çocuğunun doğumunu sağladıktan sonra hayata veda eder. Bunun üzerine burada yaşamaya başlayan küçük bebek annesinin cezası bittiğinde siyasal ortam durulduğunda dışarı çıkar. Ancak şimdi burada kendisine yeni bir hayat kurarak olabildiğince hapis cezası olmayan yerlere gitmeye karar verir. Tüm çevresinin ailesiyle olduğunu gördükçe üzülen genç kız anne ve babası olmadığı için aklındaki fikri kendisi kurmak ister.

Uzun yıllar kendi isimlerinden bahsettiren Vikinglerin yaşadığı macerayı anlatan filmdir. Babasının yanına gitmek için yola çıkan Vikingli genç büyük bir maceraya atılır. Günün birinde çıktığı yolculukta seyahat esnasında mola vermek ister. Burada bulduğu adada esrarengiz şekilde karşına büyülü kılıç gelir. Bu kılıcın neler yapabileceği efsanelere göre bilinirken genç adam elindeki bu büyük silahı hemen gemisine taşıyarak babasına sormak için eve gider. Krallığa geldiğinde Vikingler için büyük lanet anlamına gelen kılıcın tekrar yok edilmesi istenir. Birçok korsan bu kılıç için çoktan yola çıkarak krallığı yok etmek isterler. Lakin genç adam gemisine tekrar atlayarak kılıcı yok etmek için arkadaşlarıyla beraber amansız yolculuğa çıkar. Bir taraftan elindeki gücü yok etmek istemezken diğer taraftan tüm çevresindeki insanları bu kötülükten kurtarmak için başka yolu olmadığını fark eder.

Ailesiyle zor şartlar altında olduğunu düşünen Afrika'dan kurtularak Almanya'da yeni hayat yaşamak isteyen genç adam yolculuğa çıkar. Bu uzun yolculukta bir çok kişi onların hayalleri yüzünden kandırılmasına sebep olmuşlardır. Genç adam bunca olaya rağmen babasının ve annesinin inançlarına inanarak yola devam ederler. En sonunda Akdeniz'de bulundukları gemi batar ve herkes ölür. Burada tek sağ kalan kişi olması ve bir balıkçı teknesi sayesinde karşıya geçmesi onun tüm hayallerini yok eder. Almanya'ya gelmiş olması artık hiçbir şey ifade etmediği gibi bu yolda ebeveynlerini en yakın arkadaşlarını kaybetmiştir. Kendisine kuracağı hayaller her zaman eksik olduğu için asla mutlu olamayacaktır. Bunun üzerine dram dolu kitap yazarak mülteci olarak yaşadığı tüm zorlukları içinde barındırır.

Hiç bilmediği bu şehre yeni gelen genç kız hayallerinde ki gibi yaşamak ister. Sahil kenarında mutlu giden ilişkisi ve burada kuracağı masum hayatı oldukça keyifli olacaktır. Fakat bu şehre geldiğinden beri her insanın önemli işleri olduğu gibi onunla ilgilenen birilerinin olmadığı konusunda kendisini ikna etmiştir. Ta ki çok seveceği adamı görene kadar düşünceleri bu yönde olacaktır. Genç kadın hayatı boyunca ona verilmeyen değeri birisinde bulduğu için ona sonsuza dek sadık kalacağına söz verir. Kısa sürede evlilik planları kurmuşlardır fakat bunu gerçekleştirmek için birbirlerine son sözlerine verip bu konudaki yaşantılarını ve yaşadıklarını kenara bırakmak isterler. Hayat onlara karşı asla adil olmasa da birbirlerine karşı böyle düşüncelerden uzak durmak zorunda kalırlar.

Yaşadığı bazı sıkıntılı zamanlar geçiren genç polis memuru daha önce defalarca cinayet davalarında yer almıştır. İnsanların yaptıklarını ve onların nasıl böylesine soğuk kaldığını anlamamış olsa da paraya ihtiyacı olunca her düşüncesi değişir. Genç adam kayınpederini kilitlediği evde yakarak onun ölümüne sebep olur. Bunun tek sebebi ise istediği mirastır. Polisler günlerce araştırma yapıp hiçbir delil bulamasa da yangının çıkış sebebi tamamen doğal olarak gözükür. Bunun üzerine cinayet dedektifleri genç polisin onuru üzerine yemin etmesini isterler. Bu şekilde yaptığını itiraf ederse alacağı cezanın daha düşük olacağını bununla birlikte meslekten kovulması için sebep doğacağını belirtirler. Fakat üzerine atılanların tamamen iftira olduğunu söyleyerek inkar eden polis memurunu kimse suçlayamaz.

Almanya'da genellikle otoban kenarlarında gece saatlerinde ışıklı karavanlar beklemektedir. Bu karavanların içerisinde bulunan fahişeler para karşılığı birlikte olmaktadırlar. Burada kurulan düzen bir şekilde giderken karavanlar sabah saatlerinde yok olurlar. Her gün bu şekilde işleyen otoban kenarlarında bir gün sabah olduğunda tek karavanın kalması herkesi şaşırtır. İçerisinde çalışan genç kadının ölü olarak bulunması ise korkutur. Bu cinayeti işleyenin kimliğini öğrenmek için polis tarafından atanan özel dedektif buradaki tüm kadınlarla konuşmaktadır. Özellikle siyahi bir kişinin öldürülmesi ortaya ırkçı grupların yaptığı saldırı olabileceği düşünülse de ölen kişinin arkadaşları çok tedirgin olur. Sürekli olarak gelen bu karavanların yok olmasıyla halk şikayet etmeye başlar. Zaman geçtikçe katili bulmak isteyen polis siyahi bir kadından destek alarak sorunu çözmek ister.

Cristi yaşadığı adada uyuşturucu mafyasıyla iş birliği içinde olan polis memurudur. Yaptığının ne kadar yanlış olduğunu bilsede aldığı maaşın yanında mafyanın ona verdiği rakamlar çok yüksektir. Burada bulunan yerel halkın kullandığı ıslık diliyle polisler arasında olanı herkese aktaran Cristi zamanla bu yaptığının günün birinde gün yüzüne çıkacağını fark eder. Ülkedeki sosyal yaşantıda uyuşturucu çok yaygınlaşmış olduğu için hükumet özel birimlerden destek alır. Yolsuzluk ve rüşvet ile ilgili polislerin başına dikilen özel ajanlar bu şehirleri uyuşturucudan temiz hale getirmek için elinden geleni yapacaklar. Ancak bu ıslık dili onların işlerini çok zorlaştırdığı gibi Cristi'yi de sürekli olarak aklamaya başlar. Can sıkıcı durumu ortadan kaldırmak için herkesin kendisine göre yeni planları, düşünceleri oluşarak uygulamak

Sokaklarda bulunan iki polis memuru Amerika sokaklarında tüm uyuşturucu satışlarına engel olmak için harekete geçer. Kendilerine verilen yetkiler sonucu belirli bölgedeki satışları yok eden ikili başarıları her gün artar. Ancak yaptıkları bu baskınlar, yakalamalar oldukça çok ses getirir. Kentin uyuşturucu karteli olan Diablo takma ismindeki baron onlara zarar vererek işlerini bırakmasını ister. Birçok tehdit etse de genç adamlar asla işlerinden vazgeçmezler. Halk onlara güvenmekte iki silahşör olarak seslenmektedir. Ta ki günün birinde polislerden birisinin karısı ölene kadardır. Bu olay sonucu yol arkadaşı korkudan işi bırakmıştır. Kalan tek polis ise karısının intikamını almak için Diablo'ya acı çektirerek öldürmek ister. Önce adamlarından başlayarak bu adamın yerini öğrenmek ister. Çok tehlikeli macera onu bekler.

Neo nazi peşinde koşturan Katja ile eşi Nuri 6 yaşındaki çocuklarını büyük bir patlamada kaybeder, Yaadıkları bu büyük acının tarifi yoktur. Terör saldırısında kaybettikleri çocuklarının acısını unutamayan bu çift olayın iç yüzünü ortaya çıkartmak için kolları sıvar. Saldırı ile ilgili delillerin çoğu neo nazi kaynaklı olduğunu büyük bir sarmaşığın pençesinde olayı çözmeye çalışan çift Türk eşi nuri ile birlikte dram dolu anlar yaşayacaktır.

Stewart Green adında tanınan büyük bir insan ortalıktan yok olur. Ona neler olduğunu herkes merak ettiği gibi belki de öldürüldüğü iddiaları ortaya çıkar. Lakin hiçbir kanıt bulunmadığı gibi bazı insanların dedikoduları polisin daha fazla bu olayı irdelemesine engel olur. Zaman geçtikçe genç bir dedektif bu olayı tekrar ele alır. O gece neler olduğunu ve son olarak nerede bulunduğunu merak etmeye başlar. Kısa sürede aynı gece ortalıktan kaybolan yakın arkadaşı Carlton Flynn'nin yok olduğunu öğrenir. Bu iki bilgi sonrası ikilinin geliştirmekte olduğu bilim dolu proje dedektifin kafasını çok karıştırır. Lakin bunların nerede ve nasıl yapıldığı konusunda bilgisi olmadığı için şaşırtan gerçekler her zaman olduğu gibi onun için anlamsız gelmeye devam edecektir.

Lisa ünlü bir film yıldızıdır. Uzun yıllar annesiyle beraber İngiltere'de yaşamış ve zaman zaman Amerika'ya gelmiştir. Burada oynadığı dizi ve filmler sebebiyle çok ünlüdür. Şöhretin o çekiciliği genç kadının burada kalma isteğini artırmaktadır. Günün birinde annesi Maria ile beraber bir yolculuğa çıkıp Amerika'ya giderler. Lakin burada annesi kafasına aldığı bir darbeyle hafıza kaybı yaşar. Doktorlar onun geçmişi hatırlaması için tekrar yaşadıklarını yaşamasını isterler. Lisa tüm film projelerini bırakarak Londra'ya gider. Annesini burada tedavi için hastaneye yatırır. Tekrar bu mükemmel şehri hatırlaması için elinden geleni yapmak ister. Tabi ki bu kadın buraları bilmediği gibi kendi kızını bile hatırlamadığı için hastaneden kaçar. İşte tamda burada bizi tatlı bir komedi beklemektedir. Hayatında hiç İngiltere'ye gelmediğini düşünen yaşlı birisi ara sokaklarda kaybolmuştur.

Lena, henüz genç yaşlarında tatlı bir kızdır. Oldukça şirin olduğu için kimse ondan kötü bir şey yapmasını bekleyemez. Ancak bu onun maskesidir. Uygun zamanı bulduğu an insanların ceplerini boşaltıp onları soymaya başlar. Bununla da kalmayıp ufak bar gibi yerlerin kasalarını kolaylıkla soyguna uğratabilir. Günün birinde soygun yapmak üzere yer altı barlarından bir tanesine gider. Burada harekete geçmek için zamanını kollar lakin barın sahibi gelerek onunla tanışmak istediğini söyler. Neler olduğunu anlamayan genç kız bu kadınla konuştukça korkmaya başlar. Henüz 250 yaşında olduğunu söyleyen kadın ondan çok etkilendiğini ve onunla sevgili olmak istediğini söyler. Yirmili yaşlarındaki genç kız bu durumdan çok gerilir bu kadının şehrin en korkunç üç vampirinden birisi olduğunu net şekilde anlar. Onun dükkanını soymak ise yapılacak en büyük hatalardan birisidir.

Avrupa'nın üç noktasında oldukça büyük bankaları hedef alan kadın onları soymak ister. Tabi bu zekice planlarını kendisi baştan sona tasarlayacak ve ona yardımcı olacak kişiler aramaya başlayacaktır. Birçok eski soyguncuyu göreve alan genç kadın hala içeriden ona sızdırılacak bilgi için birisini görevlendirememiştir. Banka müdürünü çok parayla kandırmaya çalışsa da bunun imkansız olduğunu kendi bankasının soyulmasına izin vermeyeceğini anlar. Zaman geçtikçe onu farklı şekilde etkilemek için oldukça seksi kıyafetleriyle bunu başarır. Soygun gününe gelindiğinde tüm dünya şaşkın kalacaktır. Çünkü aynı anda üç büyük bankanın kasaları bir anda boşaltılmış ve bunu kimin yaptığına dair kimselerde bilgi olmayacaktır. Soygun bittiğinde ise herkes yakalanacak ve paralar kendisine kalacaktır. Bu mükemmel plana sadece birkaç adım uzakta kalmıştır.