Aaron Hallam, 1999'da Kosova'da yaşanan en kanlı katliamlardan birinde, bu kasapça katliamı emreden komutanı yok etmekle görevlendirilir ve görevinin üstesinden başarıyla gelir. Bu sayede gümüş yıldız madalyasıyla onurlandırılsa da; orada yaşadıkları ve gördüklerinden gurur duymak bir yana, yaşadığı dehşet onu uykularında bile rahat bırakmaz. Yıllar geçer, Kosova'da yaşananlar unutulur. Kendisini artık doğaya adayan askeri eğitimci Teğmen Bonham, kendisinden yüzlerce kilometre ötede vahşice işlenen cinayetler için yardıma çağrılır. Bonham ilk incelemelerden sonra, birer vahşi hayvan gibi öldürülen avcıların katilinin ancak kendi yetiştirdiği biri olabileceğini anlar. Ormanda teğmen tarafından ele geçirilen Aaron, özel kuvvetlerin peşinde olduğunu anladığında yine korkunç cinayetler işleyerek kaçar ve kimin av, kimin avcı olduğu anlaşılmayan bir kovalamaca başlar.

Bir polis memuru şehirde kaybolan küçük kız çocuğunu aramaya başlar. Günler geçtikçe çocuk hakkında hiçbir delil bulamaz ve üstleri artık davayı bırakması gerektiğini belirtir. Burada mesai süresini çok harcadığı için onu birçok iş yoğunluğu beklemesi mecburi olarak ona baskılar yapar. Genç adam ne yapacağını bilemezken gözlerin uyku girmez. Çünkü meslek hayatı boyunca neredeyse hiç böylesine vaka ile karşı karşıya kalmamıştır. Yöntemlerini değiştirerek bazı kişilerle konuşmaya başlayan adam sonunda doğa üstü kimselerin görmediği varlıklarla konuşarak küçük kız hakkında bilgiler toplar. Ancak bunu yaparken kendisinden mecburi olarak bazı fedakarlıklar vererek tek istediği olan tatlı kızın ailesini mutlu etme isteğini gerçekleştirmeye çalışır. Hemde artık bu davayı çözmüş olarak kendisine kabul ettirecektir.