Hayatta bir yol, emniyet ve güvenlik arayanlara hitap eden The Bokushi, gazileri bir araya getirir. Bu manevi lider, iyi eğitimli eski ordu üyelerinden oluşan takipçileri nedeniyle, dünya liderlerinin hesaba katılması gereken bir güç haline gelir.

Şehrin psikopat katili olarak işlerini tamamen gizli yapan Frank birçok kadını öldürerek onların yüzlerini cansız mankenlere geçirip şehrin bir köşesine bırakmaktadır. Genellikle sempatik tavırları insanlar üzerinde çok ilgi çekici tavır getirir. Birçok kadın ondan etkilenmeye başlar. Günün birinde Anna adındaki kadın onunla zaman geçirmeye başlar. Normalde kurbanlarıyla asla duygusal bağ kurmayan Frank onunla yaptığı hata sonucu içinde sevgi oluşur. Her geçen gün Anna'yı öldürmek istese de bir türlü yapamaz. Bazı şeyler ona engel olur ama günler geçtikçe içindeki öldürme hissi artar. Bu his onu hareketsiz hale bile getirir. Yaşadığı kentin her köşesine bıraktığı cesetlerle yaptığı koleksiyonu ona gösterip onu da koleksiyonun en özel parçası olarak değerlendirmek isteyen Frank Anna'yı evine davet ederek gizli işlerini göstermeye çalışacaktır.